Bilindiği üzere 12.10.2017 tarihinde kabul edilen ve 25.10.2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile işçilik alacakları ve işe iade davalarında yeni bir döneme girilmiş ve Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ulusal bayram ve genel tatil alacakları, fazla mesai alacakları, yıllık ücretli izin alacakları, asgari geçim indirimi alacakları gibi işçilik alacakları ve işe iade davaları için mahkemede dava açmadan önce taraflara, dava şartı olarak zorunlu arabulucuya başvurma zorunluluğu getirilmiştir.İş mahkemelerindeki zorunlu arabuluculuk dava şartına ilişkin genel hükümleri sizlerle “İŞÇİLİK ALACAKLARINDA YENİ DÖNEM: “ZORUNLU ARABULUCULUK” isimli çalışmamda daha önce paylaşmıştım. O makaleyi okumamış olanlar için buraya tıklayarak ilgili makaleye de ulaşabilirler.
Bu çalışmamda ise sizlere yeni yürürlüğe giren kanunla birlikte en kapsamlı değişiklik yapılan iş davası, uygulamada çok sık karşılaştığımız işe iade davaları olmuştur. Kanunda en kapsamlı değişiklik işe iade davalarında yapıldığı için işe iade davalarıyla alakalı olarak, daha iyi anlaşılması için ayrı bir yazı yazmak gerektiği kanısına vardım.
Öncelikle belirtmek isterim ki kanun işe iade davaları için de doğrudan dava açmadan önce arabulucuya başvurulması zorunluluğunu getirmiştir. Ancak işe iade davası diğer iş davalarından farklı olarak iş sözleşmesinin feshedildiği tarihten itibaren 1 aylık hak düşürücü süreye tabi olarak açılması gereken bir dava olduğu için, işe iade davalarında davayı açmadan yahut arabulucuya başvurmadan önce elinizi çabuk tutmalısınız.
1. İşe İade Davalarında Mülga İş Mahkemeleri Kanunun’daki Yargılama Süreci Nasıldı?
Yeni iş mahkemeleri kanunu ile işe iade davalarında yapılan değişiklikleri daha iyi anlamak adına mülga kanun zamanındaki işe iade davası yargılamalarından kısaca bahsetmek gerekmektedir.
Mülga Kanun zamanında işe iade davaları için işçi, iş akdinin feshedildiği tarihten itibaren 1 aylık hak düşürücü süre içerisinde işverene karşı işe iade davası açmak zorundaydı. Bu hak düşürücü süre hakim tarafından re’sen nazara alınarak, dava süresi içinde açılmadığı takdirde davanın reddine karar veriliyordu. Yargılama sonunda mahkeme kararını verirken öncelikle işçinin işe iadesine, işçi mahkeme kararına rağmen işe alınmazsa 0-4 ay arasındaki boşta geçen süreye ilişkin ücretinin ve 4 – 8 ay arasındaki iş güvencesi tazminatının işe alınmayan işçiye ödenmesine hükmediyordu. Mahkeme kararında işçinin işe alınmadığı takdirde, işverence ödenmesi gereken tazminatın miktarını açıkça ilamında belirlemiyordu ve devamında işçi ve işveren arasında tazminat miktarında çok sık şekilde uyuşmazlıklar çıkmaktaydı. İşçi işe iade davasını kazandıktan sonra işe alınmadığı ve 0 – 4 aylık boşta geçen süreye ilişkin ücreti ile 4 – 8 ay arasındaki iş güvencesi tazminatı kendisine ödenmediği takdirde ayrı bir alacak davası açıp bu alacaklarının tahsilini talep ediyordu. Yeni açılan alacak davasında mahkeme işçinin işe iade davası nedeniyle hak ettiği alacağın miktarını hesaplıyordu.
Ayrıca işe iade davaları ilk derece mahkemesinin kararından sonra tarafların talepleri olduğu takdirde istinaf ve temyiz incelemesinden geçtikten sonra kesinleşiyordu. Dava kesinleştikten sonra ise şayet işe iade kararı verildiyse işçinin 10 günlük süre içerisinde işe başlamak için işverene başvurması gerekmekteydi. Aksi takdirde fesih geçerli bir feshe dönüşecektir. İşçinin işe iade kararı kesinleştikten sonra işe başlamak için işverene başvurması gereken sürede herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. işe başlamaya ilişkin değişiklik, uyuşmazlığın arabuluculuk görüşmeleri neticesinde işçinin işe dönmesi hususunda anlaşıldığı takdirde birtakım değişiklikler olmuştur. bunlara ilişkin ayrıntılı açıklamalar aşağıda zaten yapılacaktır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında görüleceği üzere işçi işe iade davasını kazanmasına rağmen alacağının miktarının hesaplanması ve hesaplanan miktarın işçiye ödenmesi için ikinci bir dava açmak mecburiyetinde kalabiliyordu ve bu da işçinin mahkeme kararıyla hak ettiği alacağına yıllar sonra kavuşması anlamına gelmekteydi.
2. Yeni İş Mahkemeleri Kanunu ile 4857 Sayılı İş Kanunu’nda Yapılan Değişiklik Neticesinde Getirilen İşe İade Başvuru Süreci
Yeni iş Mahkemeleri Kanunu ile iş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile iş mahkemelerinde dava açmadan önce fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle, İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri uyarınca arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması hâlinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açılabilecektir. Ayrıca taraflar anlaşırlarsa uyuşmazlık aynı sürede iş mahkemesi yerine özel hakeme de götürülebileceklerdir. Arabulucuya başvurmaksızın doğrudan dava açılması sebebiyle davanın usulden reddi hâlinde ret kararı taraflara resen tebliğ edilir. Kesinleşen ret kararının da resen tebliğinden itibaren iki hafta içinde arabulucuya başvurulabilecektir.
Görüldüğü üzere yeni İş Mahkemeleri Kanunu ile işe iade sürecinde süreler tabiri caizse baştan düzenlenmiştir. Burada en önemli husus arabulucuya hak düşürücü süre geçtikten sonra başvurulması durumunda ne olacağıdır. Bu durumda arabulucu bir hakim ya da hakem olmadığı için süre konusunda tarafların talebi olmadan kendiliğinde bir karar veremeyecektir. Yani arabulucu taraflardan birinin talebi olmadan kendisine süresi içerisinde başvurulmadığı gerekçesi ile arabuluculuk görüşmelerini sonlandıramayacaktır. Ancak arabulucuya süresi içerisinde başvurulmazsa ve arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması hâlinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açıldığı takdirde iş mahkemesi hakimi süreleri re’sen nazara alacağından, arabulucuya süresi içerisinde başvurulmadığı için davanın reddine karar verebilecektir. İşe iade talebi için arabulucu yerine taraflar aralarında anlaşarak uyuşmazlığı özel hakeme götürürlerse özel hakem de süreleri tarafların talebi olmaksızın re’sen inceleyebilecek ve hak düşürücü süre içerisinde kendisine başvurulmamışsa başvurunun reddine karar verebilecektir.
3. Yeni İş Mahkemeleri Kanunu ve 4857 Sayılı İş Kanunu’nda Yapılan Değişiklik Neticesinde Arabuluculuk Tutanağının ve Mahkeme Kararının İçeriği Nasıl Olacaktır?
Eski İş Kanunu ve İş Mahkemeleri Kanunu döneminde iş mahkemeleri işçinin işe alınmadığı takdirde alması gereken tazminat miktarını belirtmemekteydi. Yeni kanun döneminde ise mahkeme veya özel hakem, 0 – 4 aylık boşta geçen süreye ilişkin ücreti ve 4 – 8 ay arasındaki iş güvencesi tazminatını dava tarihindeki ücreti esas alarak parasal olarak kararında belirleyecektir. Aynı şekilde arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların, işçinin işe başlatılması konusunda anlaşmaları hâlinde ise arabuluculuk tutanağında işe başlatma tarihini, 0-4 ay arasındaki boşta geçen süreye ilişkin ücret ve diğer hakların parasal miktarını, işçinin işe başlatılmaması durumunda ise 4 – 8 aylık iş güvencesi tazminatını parasal miktarını belirlemeleri zorunludur. Aksi takdirde anlaşma sağlanamamış sayılacaktır ve son tutanak buna göre düzenlenecektir. İşçinin kararlaştırılan tarihte işe başlamaması hâlinde fesih geçerli hâle gelecek ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olacaktır.
Görüldüğü üzere eski düzenlemede mahkeme yalnızca işe iadeye karar verip işe iadenin parasal sonuçlarını miktar olarak kararında belirlemezken, yeni düzenleme ile gerek mahkeme, gerek özel hakem gerekse de arabulucu işe iade ile birlikte işe iadenin parasal miktarlarını da belirleyeceklerdir.
Ayrıca eski düzenlemede mahkeme kararının kesinleşmesinden itibaren 10 günlük süre içerisinde işçinin işe başlamak için işverene başvurması gerekirken, yeni düzenlemede taraflar arabulucu görüşmelerinde işçinin işe başlayacağı tarihi belirleyebileceklerdir. önemle belirtmek gerekir ki tarafların arabuluculuk görüşmeleri esnasında anlaşma sağlayamamaları sebebiyle uyuşmazlığın mahkemeye taşınması veya doğrudan tarafların anlaşarak özel hakeme başvurmaları sonucunda işe iade kararı verildiği takdirde yine işçi kararın kesinleştiği ve kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 10 gün içinde işe başlamak için işverene başvurmak zorundadır. bu konuda tek değişiklik arabuluculuk görüşmelerinde tarafların işçinin işe başlama tarihini serbestçe tayin edebilmeleridir.
4. Yeni İş Mahkemeleri Kanunu ve 4857 Sayılı İş Kanunu’nda Yapılan Değişiklik Neticesinde Getirilen Kanun Yolu İnceleme Süreci Nasıl Olacaktır?
Eski düzenlemede mahkemenin işe iade kararı hem istinaf hem de temyiz incelemesinden geçmekteyken, yeni süreçte ise işe işe iadeye ilişkin mahkeme kararları istinaf incelemesinin ardından kesinleşecektir. Yani yeni düzenleme ile işe iade davalarında temyiz yolu kapatılmıştır. bu husus kararın kesinleşme süresini ciddi ölçüde kısaltacaktır ve bu sebeple de gerek işçi gerekse de işveren için olumlu bir düzenlemedir. Ancak önemle belirtmek gerekir ki anlattığımız tüm bu düzenlemeler 01.01.2018 tarihinden sonra yapılacak başvurularda ve açılacak davalarda geçerli olacaktır.
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Çalışmamızın başında da belirtildiği gibi yeni sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ve 4857 Sayılı İş Kanunu’nda yapılan değişiklikler ile işe iade davalarında yeni bir sürece girilmiştir. İşe iade davalarında gerek mahkeme ve özel hakem kararında gerekse de arabuluculuk görüşmeleri neticesinde işçinin işe başlatılmaması halinde işverenin katlanmak zorunda olduğu feshin geçersizliğinin mali sonuçlarının parasal olarak belirlenmesi, mahkeme kararının yalnızca bölge adliye mahkemesi incelemesinden geçerek kesinleşecek olması olumlu gelişmelerdir.
Bunun yanında işe iade başvurusu için hak düşürücü süre korunmuş ve duruma göre ek süreler de getirilmiştir. bu sürelerin çok iyi takip edilmesi ve mutlaka iş davaları konusunda uzman bir avukattan hukuki yardım alınması gerekmektedir. Hukukun en önemli unsurlarından olan sürelerin kaçırılması durumunda sırf süreyi kaçırdığınız için hak ettiğiniz alacaklarınızdan olma tehlikeniz bulunmaktadır.
Arabuluculuk faaliyeti mahkemelerde dava açmaya kıyasla hem daha kısa sürede sonuca varılabilen hem de daha az maliyetli bir uyuşmazlık çözüm yoludur. Arabulucuya başvurmadan önce alacağınızın türü ve kapsamını çok iyi belirlemeli, alacağınızın miktarını bir uzman yardımı ile tam olarak ortaya çıkarmalı ve görüşmeler esnasında baskı altında kalarak, hak ettiğinizin altında bir anlaşmaya imza atmamak ve hiçbir hak kaybına uğramamak adına, gerek arabulucuya başvurmadan önce, gerek arabuluculuk görüşmeleri esnasında, gerekse de anlaşma sonrası anlaşılan miktar karşı taraf tarafından ödenmediği takdirde alacağınızın cebri icra yoluyla tahsili için mutlaka bir alanında uzman bir iş hukuku avukatından destek almanız sizin yararınıza olacaktır.
POINT Hukuk ve Danışmanlık Bürosu iş hukuku konusunda deneyimli, yenilikçi ve alanında uzman kadrosuyla haklarınızın en iyi şekilde korunması için, gerek işçi gerekse de işveren müvekkillerine arabuluculuk görüşmelerinde ve devamında dava aşamasında kaliteli hizmet sunmaktadır. Probleminizle alakalı olarak bize ulaşmak ve iletişim formu doldurmak için tıklayınız.
pingback İŞÇİLİK ALACAKLARINDA YENİ DÖNEM : ZORUNLU ARABULUCULUK – GÜLAÇTI & KENDİRLİOĞLU HUKUK BÜROSU says
5 December 2017[…] 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu işe iade davaları ile alakalı olarak zorunlu arabuluculuk dava şartı dışında farklı birçok hüküm daha getirmiştir. İşe iade davalarıyla alakalı olarak yapılan değişiklikleri sizlere “İşe İade Davalarınd… […]
pingback POINT LAW says
11 July 2019[…] 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu işe iade davaları ile alakalı olarak zorunlu arabuluculuk dava şartı dışında farklı birçok hüküm daha getirmiştir. İşe iade davalarıyla alakalı olarak yapılan değişiklikleri sizlere “İşe İade Davalarınd… […]