Bu çalışma Av. Çağrı Kendirlioğlu’nun İstanbul Üniversitesi Yüksek Lisans Programında “İnternet Hukuku” dersinde yaptığı makaleden alıntılanmıştır. İzni olmaksızın çoğaltılması, kopyalanması ve dağıtılması yasaktır.

 

WEB SİTESİ VE İNTERNET HUKUKU

Günümüzün gelişen teknolojisinde web sitelerinin önemi gerek reklamcılık ve tanıtım açısından gerekse de ekonomik olarak her geçen gün artmaktadır. Günlük hayatımızın da bir parçası haline gelen web siteleri uzmanlık ve zaman gerektiren fikri çaba sonucu oluşturulmakla birlikte,taklit edilmesi ise oldukça kolaydır. Reklam, tanıtım ve ekonomik olarak sahiplerine çok fazla katkı ve kazanç sağlanmasına yardımcı olan web sitelerinin, taklit edilmeleri de çok kolay olduğu için korunmasına ihtiyaç vardır.

Fikri çaba sonucunda oluşturulan eserler mevzuatça belirlenmiş şartların gerçekleşmesi ile 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında korunmaktadır. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında eser sayılmaması, koruma alanı dışında kalınması durumunda ise, şartları gerçekleşmişse genel hükümler veya haksız rekabet uyarınca korunmakla birlikte, böyle bir durumda çoğu zaman hakları ihlale uğrayanları tatmine yönelik hukuki çareler web sitelerinin niteliği itibariyle yetersiz kalmaktadır.

Çalışma kapsamında fikri çaba sonucunda yaratıldığı tartışmasız olan web sitelerin tanımlanarak hukuki nitelendirilmesi yapılacaktır. Web sitelerinin Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında korunması bakımından kanunun sınırlı sayıda belirttiği dört eser kategorisinden hangisinin içerisine girebileceği, bilgisayar programı olarak kabul edilip edilemeyeceği mevzuat ve öğreti kapsamında değerlendirilecek ve bir sonuca ulaşılmaya çalışılacaktır. Yine, bu konuda önemle belirtmek isteriz ki, bu çalışmamızda üzerinde durduğumuz konu, web sitelerinin içerisindeki resimler, metinler, videolar ve diğer görsel-işitsel veriler, bir bütün olarak değerlendirmeye tabi tutulduğu takdirde o web sitesinin bir bütün olarak bir eser sayılıp korunup korunamayacağı hususudur.

1. WEB SİTELERİNİN FİKRİ HUKUK AÇISINDAN HUKUKİ NİTELİĞİ

Evrensel bir kod olan HTML dili ile yazılmış elektronik metin adı olan ve genel olarak aynı bilgisayarda depolanan web siteleri, web sayfası topluluklarıdır[1]. HTML dili ile, metinler, resimler, videolar, grafikler ve ses dosyaları web sayfasına aktarılabileceği gibi web sayfaları arasında da bağlantı kurulabilir[2].

Web sitelerinin oluşturulması ve düzenlenmesi teknik bilgiyi gerektiren emek ve masrafı da beraberinde getirmektedir. Kullanıcıların web sitesinin içerisindeki bilgilere ulaşmasının kolaylığı, belirli sistem dahilinde web sitesinin tasarımının yaratıcılığı gerektiren özel bir emeğin de varlığı göz önüne alındığında web sayfalarının her birinin fikri bir çaba sonucunda ortaya çıktığı görülmektedir[3]. Hatta, emsallerinden daha iyi bir web sitesinin oluşturulması için ekonomik açıdan daha fazla masraf ve emek gerektirdiği, taklit edilmesinin kolaylığı da göz önüne alındığında, web sitelerinin hukuki açıdan korunması gereklilik arz etmektedir[4].

Fikri çaba neticesinde ortaya çıkan eserlerin korunması esas itibariyle 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında koruma alanı bulmaktadır. Eserin FSEK anlamında “eser” olarak kabul edilebilmesi, koruma kapsamında yer alması için kanunun aradığı birtakım şartların gerçekleşmesi gerekmektedir. İşte bu noktada çalışma kapsamında ilk olarak FSEK’in eser tanımına değinilecek olup daha sonrasında FSEK korumasından nasıl yararlanabileceği hususunda değerlendirme yapılacaktır.

a) Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na Göre Fikir ve Sanat Eseri

FSEK’de koruma altına alınan eser, FSEK m.1/B’de sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri olarak tanımlanmıştır[5]. Hükümden anlaşıldığı üzere, eser hakkında kanunda açık bir tanıma yer verilmek yerine, aşağıda yer verildiği üzere belirli kıstaslar aranmıştır Bunlar; eser sahibinin hususiyetini taşıması, meydana gelen eserde fikri bir çabanın bulunması, meydana gelen eserin fikri çaba sonucu oluşan fikir ve sanat mahsulünün olması ve kanunun saydığı eser grupları içerisinde yer alması olarak tanımlanmıştır.

Yukarıda belirtilen kıstaslara göre eser niteliğinin sağlanması için eser sahibinin hususiyetini taşıması (sübjektif unsur) ve Kanunda yer alan eser sınıflarından birine girmesi (objektif unsur) olmak üzere iki ana unsurun gerçekleşmesi gerekmektedir.

  • Sübjektif Unsur; Eser Sahibinin Hususiyetini Taşıması

Eser sahibinin hususiyetini taşıması fikir ürününün FSEK kapsamında eser olarak saptanmasında en önemli unsurdur. Bu unsur yargı kararlarınca ve doktrince açıklanmaya çalışılmaktadır[6]. Yargıtay da eserin tanımını yaparken bir kararında “Anılan Yasa’nın 2/3. maddesinden her nevi haritanın eser niteliğinde olduğu anlamı çıkıyor ise de, yasanın korumasından yararlanacak bir eser niteliğinde olup olmadığı,  bu hükmün 1/B maddesi hükmüyle birlikte değerlendirilerek sahibinin özelliklerini taşıyıp taşımadığının tespitine bağlıdır.” diyerek bu karar uyarınca, eser niteliğinin tespitinde FSEK m. 2 ve m. 1/B kapsamında sahibinin özelliğinin tespit edilmesini şart kılmıştır. Yargıtay ancak bu sayede ürünün FSEK kapsamında eser korumasından yararlanabileceğini açıkça belirtmiştir.

Kanaatimce hususiyetin içerinde eser sahibinin üslubu çerçevesinde diğer eserlerden bağımsız bir eser getirmesi gerekmektedir. Bu bağımsızlık demek tamamen diğer eserlerden her yönüyle apayrı olan bir olgu olarak algılamamak gerekir. Doktrin ve Yargı Kararları nezdinde hususiyet unsurunun tanımını şu şekilde yapabiliriz. Hususiyet, eseri yaratan kişiye bağlayabileceğimiz, bağımsız bir fikri çaba sonucunda diğer eserlerden farklılık yaratan unsurdur. Ayrıca önemle belirtmek isteriz ki, eser fikri çaba sonucunda ortaya çıktığından, tüzel kişiler dahil olmak üzere insan dışındaki varlıkların eser sahibi olması mümkün değildir[7].

  • Objektif Unsur; Kanunda Yer Alan Eser Sınıflarından Birisinin İçerisine Girmesi

Bir ürünün eser sayılabilmesi için aynı zamanda kanunun belirtmiş olduğu dört ana grup içerisinde yer alması gerekmektedir. Eserler FSEK’te gösterilenler ile sınırlı olup bunun dışında herhangi bir yeni bir eser grubu yaratılamaz. Yani FSEK’te sayılan eserler bakımından Sınırlı sayı (Numerus Clausus) ilkesi kapsamında sayılan dört ana grup İlim ve Edebiyat Eserleri (FSEK m.2), Musiki Eserleri (FSEK m.3), Güzel Sanat Eserleri (FSEK m.4), Sinema Eserleri (FSEK m.5) olarak sayılmıştır.

Yukarıda sayılan dört eser kategorisi ile birlikte fikir ve sanat eserinden yararlanılarak oluşturulup bu esere nispetle bağımsız olmayan ve sahibinin hususiyetini taşıyan işleme eserler de FSEK m.6 kapsamında korunmaktadır. Başlıca işleme eserler; tercümeler, musiki aranjman ve tertipler, güzel sanatlar eserlerinin bir formdan diğer forma dönüştürülmesi, bilgisayar programının uyarlanması, düzenlenmesi veya herhangi bir değişim yapılması ve belli maksada göre ve hususi plan dahilinde verilen ve materyallerin seçilip derlenmesi sonucunda ortaya çıkan ve bir araç ile okunabilir veri tabanlarıdır.

Doktrindeki bazı yazarlar bir ürünün eser sayılabilmesi için objektif şart olarak ayrıca bir fiziki unsur üzerine somutlaştırma, ürünün iktisaden değerlendirmeye elverişli olmasını aramaktadır ki çoğunluk görüş ve ilgili yargı kararları uyarınca bu hususların varlığı ya da yokluğu fikir eseri sayılma noktasında kıstas alınmamaktadır[8]. Kanunun saydığı dört ana grup içerisinde olup da hususiyet taşıyan tüm ürünler taslak, hazırlık çalışması veya iktisaden değerlendirmeye elverişli olamasa dahi eser olarak sayılır ve FSEK kapsamında korunacaktır[9].

i. İlim ve Edebiyat Eserleri

İlim ve edebiyat eserleri, kanunun 2. Maddesinde üç kategori halinde düzenlenmiş olup ilk grup herhangi bir şekilde yazı ile ifade olunan eserler, diğer grup her biçim altında ifade olunan bilgisayar programları ve bir sonraki program sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık çalışmaları ile son olarak bedi vasfı bulunmayan bilimsel ve fotoğraflar, planlar, projeler, mimarlık ve şehircilik tasarım ve projeleri vb. eserlerdir[10].

ii. Musiki Eserleri

Musiki eserleri, FSEK m.3 uyarınca her nevi sözlü ve sözsüz bestelerdir.

iii. Güzel Sanat Eserleri

Bir eserin güzel sanat eseri olarak kabul görmesi için FSEK m.4 uyarınca sahibinin hususiyetini taşıması yeterli olmayacak, ayrıca ortaya çıkan eserin estetik değere de sahip olması aranmaktadır[11]. Kanunun 4. Maddesinde güzel sanat eserleri örnekleme metoduyla sayılmış olup yağlı boya tabloları, grafikler, bedi vasfa sahip mimarlık ve fotografik eserler bu kapsamdadır.

iv. Sinema Eserleri

Sinema eserleri, her nevi bedii, ilmi, öğretici veya teknik mahiyette olan ve günlük olayları tespit eden filmler veya sinema filmleri gibi birbirleriyle ilişkili hareketli görüntüler dizisidir (FSEK m. 5).

 2. WEB SİTELERİNİN FİKRİ HUKUK AÇISINDAN KORUNMASI

Çalışmamızın birinci bölümünde açıklandığı üzere, web sitelerinin hukuki açıdan korunması zorunluluk arz etmektedir. Web sitelerinin fikri hukuk açısından koruma alanında olması için ise, web siteleri eser sahibinin hususiyetini taşımalı ve FSEK’te sınırlı sayıda sayılan dört ana eser kategorisine girmesi gerekmeli yani FSEK kapsamında eser olarak kabul edilmesi gerekmektedir.

Web sitelerinin içerisindeki metinler, görüntüler ve videolar, sahibinin hususiyetini taşıması ve FSEK’te sayılan eser türlerinden birisi olması halinde her biri ayrı ayrı eser olarak kabul edilebilecektir. Çalışma kapsamında değerlendirilmesi gereken husus ise web sitelerinin içindeki her şeyi ile bir bütün olarak değerlendirilmesiyle bunların hangi tür eser kategorisine girdiğidir. Burada önemle belirtmek gerekir ki gerek yukarıda yapılan web sitesi tanımlaması gerekse de FSEK’te sayılan eser türleri tanımlamaları uyarınca web siteleri bu kategorilerde sayılan hiçbir eser türüne girmemektedir. Bu kapsamda, web sitelerinin bilgisayar programı veya bütünüyle bir veri tabanı teşkil edip etmediğinin saptanması yapılması gerekir. Yine, web sitelerinin metin, ses, görüntü ve videolardan oluştuğundan ötürü başlı başına bir multimedya ürünü denildiğinde FSEK kapsamında eser olarak korunup korunmayacağının da değerlendirmesi yapılacaktır.

  • Web Sitesi – Bilgisayar Programı İlişkisi

Web sitelerinin bilgisayar programı olarak FSEK kapsamında korunmanın değerlendirilmesi için ilk olarak bilgisayar programının tanımı yapılmalı, daha sonra ise web sitelerinin başlı başına bilgisayar programı olup olmadığının tespiti gerekmektedir.

a) Bilgisayar Programı Kavramı

Özel teknik dil ile üretilen bilgisayar programları işlevsel açıdan sistem programları ve uygulama programları olmak üzere ikiye ayrılmaktadır[12]. Sistem programları bilgi işlemlerin çalışması için gerekli olan, veri yönetimi ve ekran oluşumlarının sağlanması gibi programları içermekle birlikte uygulama programları ise, işletme sistemlerine dayanan ve var olan bir sorunun çözümü için işletme hizmetlerinden yararlanan programları dile getirmektedir[13]. Yine, 1991 tarihli Bilgisayar Programlarının Hukuki Korunmasına ilişkin Avrupa Yönergesi uyarınca bilgisayar programı[14]: “Hangi biçimde olursa olsun, bilgisayar donanımının içerdiği programları kapsadığı, ayrıca, bir bilgisayar programı olarak sonuçlanması koşulu ile, bir bilgisayar programının gelişimine yönelen tasarım hazırlık çalışmalarını da kapsar.”olarak tanımlanmakla beraber, FSEK m.1/B b.g’ye göre bilgisayar programı “Bir bilgisayar sisteminin özel bir işlem veya görev yapmasını sağlayacak bir şekilde düzene konulmuş bilgisayar emir dizgesini ve bu emir dizgesinin oluşum ve gelişimini sağlayacak çalışmalardır.” Tanımlardan yola çıkılacağı üzere bilgisayar programı, makine ve sistemlerin görevlerini yerine getirebilmesi için çalıştırılmasını sağlayan ve meydana getirilmesi birkaç aşamadan oluşan komutlar dizisidir[15].

b)Bilgisayar Programlarının FSEK Kapsamında Korunması

FSEK’e 4110 sayılı Kanun ile getirilen hüküm uyarınca, her biçim altında ifade edilen bilgisayar programları ile bir sonraki aşamada program sonucunu doğurması koşuluyla hazırlık tasarımları eser olarak korunmaktadır. Kural olarak hazırlık tasarımları kanun kapsamında eser olarak kabul edilmemekle beraber, kanun koyucu bir sonraki aşamanın bilgisayar programı olması koşuluyla hazırlık tasarımını da eser olarak koruma altına almaktadır. 1991 tarihli Bilgisayar Programlarının Korunması Hakkında Konsey Yönergesi uyarınca da bilgisayar programları eser olarak korunmakla birlikte, daha sonraki aşamada bilgisayar programı olarak sonuç doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımları da eser olarak korunmaktadır[16].

FSEK m.2, f.son uyarınca, ara yüzüne temel oluşturan düşünce ve ilkeleri de içine almak üzere, bilgisayar programının herhangi bir öğesine temel oluşturan düşünce ve ilkeler eser olarak kabul edilmemektedir. Arayüz, bilgisayar programının fonksiyonu, bir bilgisayar sisteminin diğer bileşenleri ve kullanıcılarıyla birlikte çalışması ve iletişimidir[17].

FSEK m.6, b.10 uyarınca bilgisayar programının uyarlanması, düzenlenmesi veyahut değiştirilmesi ile belli maksat ve hususi plan dahilinde verilerin ve materyallerin seçilip derlenmesi de eser olarak kabul edilmektedir. Bilgisayar programının işlenmesinden kasıt, bilgisayar programının bir program dilinden başka bir program diline çevrilmesi, kaynak kodundan amaç koduna veya tam tersi çevirme suretiyle yapılacak değişiklik, programda ekleme-çıkarma yapmaktır[18].

c) Web Siteleri Bilgisayar Programı mıdır?

Web sitelerine her ne kadar özel bilgisayar programı yardımıyla girilmekte ve bu sitelere bazı bilgisayar programı entegre olsa da web sitelerini başlı başına bilgisayar programı kabul edilemez[19]. Bu kapsamda web siteleri, bilgisayar programı olarak eser kapsamında koruma alanı bulamayacaktır.

  • Web Sitesi – Veri Tabanı İlişkisi

Veri tabanı, sistematik veya metodik şekilde düzenlenen ve elektronik veya başka vasıta ile münferiden erişebilen bağımsız eserlerin, verilen veya diğer malzemelerin derlenmesi olarak tanımlanmaktadır[20]. FSEK m.6 b.11 uyarınca belirli bir maksada göre ve hususi plan dahilinde verilerin ve materyallerin seçilip derlenmesi sonucu ortaya çıkan derlemeler işleme eser olarak korunmakla birlikte, bu veri tabanlarının içinde bulunan veri ve materyaller bu kapsamda koruma alanı bulmamaktadır[21].

Web sitelerinin linklemeye dayanmaları sebebiyle veri tabanlarına benzetilebilse de kanunun tanımı uyarınca, web sitelerini başlı başına veri tabanı olarak kabul edemeyiz[22].

  • Multimedya Ürünlerinin FSEK Kapsamında Korunması

Multimedya ürünleri, birbirinden farklı eser kategorilerinin, teknolojinin yardımıyla entegre olarak bir bütün hale gelmesi ve metin, görüntü ve seslerden oluşan dijital temelli bir kompleks olarak tanımlanmaktadır[23]. Web siteleri de bir bütün olarak ele alındığında yine aynı şekilde görüntü, metni ses, video dosyalarından oluşmakla, multimedya ürünü olarak kabul edilmektedir[24]. FSEK kapsamında sayılan eser türleri sınırlı sayıda olmasından ve multimedya eserlerinin bu kategorilerden herhangi birisine girmemesinden dolayı multimedya ürünleri eser olarak kabul edilemeyecektir. Web sitelerinin içerisindeki görsel ve işitsel verilerin sahibinin hususiyetini taşıması ve Kanunda sayılan eser kategorilerinden birinin içerisine girmesi durumunda tek başına FSEK korumasından yararlanacaktır.

  •   SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Yukarıda ayrıntısıyla açıklandığı üzere günümüz gelişen teknolojisinde web sitelerinin önemi her geçen gün artmaktadır. Bununla beraber web sitelerinin oluşturulması için insanlar belirli bir maliyet altına da girmektedir. Yani bir web sitesinin meydana getirilmesi teknik bilgiyi, zaman ve masrafı gerektirmektedir. Ancak bunun yanında web sitelerinin taklit edilebilmeleri de bir o kadar kolaydır ve bu sebeple web sitelerinin korunmasına ihtiyaç vardır.

Web sitesinin içerisindeki her bir görüntü, amblem, imleç, ses vs. kanunda aranan şartları yerine getirmek koşulu ile bir eser niteliği taşıyabilir ve bunların her birisi ayrı ayrı korunabilir. Ancak bu çalışmamızda özellikle üzerinde durmaya çalıştığımız husus web sitelerinin içerisindekilerle birlikte bir bütün olarak bir eser sayılarak korunup korunamayacağıdır.

Sonuç olarak web sitelerinin FSEK kapsamında hukuki olarak korunması mümkündür. Özenle tasarladığınız yahut tasarlattığınız web sitenizin herhangi bir şekilde kopyalandığını, izniniz olmadan başkaları tarafından çoğaltılarak kullanıldığına rastladığınız takdirde, mutlaka bu konuda uzman bir avukattan danışmanlık ve avukatlık hizmeti almanız, mahkemeler önünde haklarınızın tam manasıyla savunulması ve korunması için hayati önem taşımaktadır.

 

Gülaçtı & Kendirlioğlu Hukuk ve Danışmanlık Bürosu Fikri ve Sınai Haklar ve Web Sitelerinin Hukuki Olarak Korunması konusunda deneyimli, yenilikçi ve alanında uzman kadrosuyla dava ve danışmanlık faaliyetleri ile haklarınızın en iyi şekilde korunması için, müvekkillerine kaliteli hizmet sunmaktadır. Probleminizle alakalı olarak bize ulaşmak ve iletişim formu doldurmak için tıklayınız. 

KAYNAKÇA

[1] Asha Kalbag, “Bilgisayardaki Adresiniz Web Sitesi”, 9. Baskı, TÜBİTAK, İstanbul, 2002, s.46

[2] Mustafa Ateş, “Fikri Hukukta Eser”, Turhan Kitabevi, Ankara 2007, s.159.

[3] Ateş, a.g.e., s.159

[4] Mustafa Aksu,  “Bilgisayar Programlarının Fikri Mülkiyet Hukukunda Korunması”, Beta Yayıncılık, İstanbul 2006, s.126

[5] “Tanımda “fikir ve sanat eseri” ve “fikir sanat mahsulü” denilmesinden kasıt bir fikri ürünün eser olabilmesi için hem fikir hem de sanat eseri taşımasını gerektirmesi değildir.” Bu hususta bkz. Ünal Tekinalp, Fikri Mülkiyet Hukuku”, Beta Yayıncılık, İstanbul 1999, s.110.

[6] Yargıtay 11. H.D., E: 2004/2772, K: 2004/12672 (Kazancı İçtihat Bankası)

[7] Ahmet M. Kılıçoğlu, “Sınai Haklarla Karşılaştırmalı Fikri Haklar”, Beta Yayınevi, Ankara 2007, s.119.

[8] Tekinalp, a.g.e.,s.114

[9] Tekinalp, a.g.e.,s.115

[10] Ateş, a.g.e., s.124

[11] Ateş, a.g.e., s.219, Cahit SulukSami KarahanTahir SaraçTemel Nal, “Fikri Mülkiyet Hukukunun Esasları”, 3. Baskı, Seçkin Yayınları, Ankara 2013, s.62-63

[12] Aksu, a.g.e., s.49.

[13] Aksu, a.g.e., s.49

[14] 91/250/EEC, Council Directive of 14 May 1991 on Legal Protection of Computer Program.

[15] Ateş, a.g.e., s.149.

[16] Cahit Suluk, Ali Orhan, “Uygulamalı Fikri Mülkiyet Hukuku”, 2. Cilt, Arıkan Yayınları, İstanbul, 2005, s.249.

[17] Tekinalp, a.g.e., s.122

[18] Aksu, a.g.e., s.127, Ateş, a.g.e., s.159

[19]Tekinalp, a.g.e., s.135

[20] Ateş, a.g.e., s350

[21]Tekinalp a.g.e., s.135

[22] Aksu a.g.e., s.127

[23] Aksu a.e., s.127

[24] Aksu a.g.e., s.127.